Gunnar F1 salatalığı, Rus bahçıvanlar arasında giderek popülerlik kazanıyor. Bu çeşit, kış konserveciliğine uygun olması ve birçok vitamin ve besin açısından mükemmel bir kaynak olması nedeniyle ülkemizde oldukça yaygındır.
Nispeten serin bir yaz mevsiminde bile iyi bir hasat sağlamak için doğru çeşidi seçmek zorlu bir iştir. Çoğu çeşit güneyde yetiştirmek için idealdir. Ancak yetiştiriciler, salatalık yetiştiriciliğine uygun alanları genişletmek için sürekli olarak çalışmakta ve bu da dayanıklı melezlerin geliştirilmesine yol açmaktadır.
Bu seçeneklerden biri Gunnar çeşididir. Bu melez, ülkenin güney kesimlerinde açık arazi yetiştiriciliği için idealdir. Ancak, orta bölgelerde de ekim için kullanılabilir. Salatalıklar bu bölgelerde oldukça soğuk koşullara maruz kalabilir, ancak bu sorun, ekim için bir sera veya sera kullanılarak hızla çözülebilir. Gunnar F melezi açık yataklar için çok uygundur, ancak plastik örtü altında bile bu bitki etkileyici bir hasat verebilir.

Çeşit ve yetiştirme tanımı
Bu melez, Hollandalı uzmanlar tarafından geliştirilmiştir. Buna rağmen Rusya'da kök salmış ve bahçıvanlar arasında oldukça popüler hale gelmiştir. Bunun nedeni, diğer bazı çeşitlerin sahip olmadığı zengin olumlu özellikler yelpazesidir. Bu melezin temel avantajlarından biri, tozlaşma gerektirmemesidir. Bu, arıların ulaşmakta zorlandığı seralarda ve sıcak yataklarda yetiştirmek için idealdir. Bu nedenle Gunnar, Rusya'nın orta kesimlerinde bile ekilebilir.
Bu çeşidin bir diğer önemli avantajı, aşırı hava koşullarına dayanıklılığıdır. Hafif bir soğuk hava dalgası verimi etkilemez. Ancak aşırı soğuğa dayanıklı değildir, bu nedenle sık sık sert yazların yaşandığı bir bölgeye dikmeyi planlıyorsanız, sera veya sıcak yatak kullanmayı düşünebilirsiniz. Diğer birçok salatalık çeşidinin aksine, Gunnar toprak koşulları konusunda iddiasızdır. Yüksek toprak tuzluluğuna sahip bölgelerde bile meyve verebilir.

Erken olgunlaşma, çok yüksek verim ve uzun süreli saklama gibi ek olumlu özellikleri de vardır. Gunnar salatalıkları oldukça sert ve çıtır çıtırdır, bu nedenle lezzetini veya görünümünü kaybetmeden yaklaşık bir ay boyunca saklanabilirler.
Ayrıca, bu çeşidin meyvelerinin aşırı olgunlaştıktan sonra bile yenebileceğini belirtmek önemlidir. Bu aşamada salatalıklar fıçı şeklini almaz ve daha büyük çekirdeklere sahip olsalar bile aynı lezzette olabilirler.
Gunnar çeşidi oldukça erken hasat edilebilir. Bu nedenle, risk alıp tohum ekmek için acele etmenin bir anlamı yok. Uzmanlar, havalar ısındıktan sonra ekim yapılmasını öneriyor. Ekim için en uygun zaman Mayıs sonudur. Temmuz gibi erken bir zamanda lezzetli ve çıtır salatalık hasadı yapabilirsiniz. Tohumları çok derine ekmeyin. Toprağa 1,5 cm derinliğe ekin. Bu, daha hızlı çimlenmelerini sağlayacaktır.
Başlangıçta çimlenme için 20°C civarında sıcaklık gerekir. Dış ortam sıcaklığı daha düşükse, mini bir sera oluşturabilirsiniz. Bitki yerleştikten sonra, normal büyüme için 18°C yeterlidir.
Gunnar melezi, yüksek verimiyle bilinir. Doğru bakımla, metrekare ekimden 10 kg'a kadar meyve alabilirsiniz. Ancak bu ancak doğru bakımla mümkündür. Salatalıklar, büyüme mevsimi boyunca 3-4 kez uygulanması gereken su ve gübreyle gelişir.

Bu bitki fazladan dal üretmediği için eğitim gerektirmez. Ancak oldukça uzun boylu olduğu için bir kafese bağlanması gerekir. Bu, hasadın güvenliği ve hastalıklardan korunma açısından önemlidir. Genel olarak bu melez çeşidin çoğu hastalığa dayanıklı olduğu kabul edilir, ancak külleme hastalığından etkilenebilir.

Meyvelerin özellikleri
Uygun bakımla, bir bahçıvan her çalıdan birkaç kilogram lezzetli salatalık toplayabilir. Hoş, hatta hafif tatlı bir tada sahiptirler ve tamamen acısızdırlar.

Çeşidin özellikleri ve tanımı, salatalıkların küçük olduğunu göstermektedir. Maksimum boyları 14 cm'dir, ancak ortalama olarak 10 cm'ye kadar büyürler. Her salatalık yaklaşık 100 gr ağırlığındadır. Salatalıklar koyu yeşil renktedir ve yüzeylerinde çok sayıda sivilce bulunur.
Salatalığın kabuğu oldukça kalındır. Bu nedenle, bahçıvanların yorumlarından da anlaşılacağı üzere, meyveleri sadece taze tüketime değil, aynı zamanda konserve yapımına da uygundur. Lezzetini kaybetme riski olmadan uzun süre saklanabilirler.










